10 Ekim 2017 Salı

Tarladan Sofraya Blok Zinciri



http://haberler.boun.edu.tr/tr/haber/blok-zinciri-zirvesinde-sanal-paranin-gelecegi-tartisildi

Tarladan Sofraya Blok Zinciri

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan ise “Tarladan Sofraya, Her Adımda Blok Zinciri” adlı sunumunda, yaptığı araştırmalar ışığında blok zinciri sisteminin, tarım ve gıda alanında kullanılabileceği alternatif durumlar ve getirebileceği kazançlardan bahsetti. Tüketicinin, tarımsal ürünlerin takibi açısından blok zinciri sisteminden yararlanabileceğini belirtti.

18 Eylül 2017 Pazartesi

Ödemiş: Tarım Sohbetleri

http://www.businessht.com.tr/guncel/haber/1632243-tarim-sohbetleri-odemis-te-gerceklesti

Konferansın diğer katılımcısı Özertan “Türkiye’de kooperatifçilik çiftçiler açısından çok önemli avantajlar getiriyor. Değişen dünya tarım ve gıda sektörlerinde rekabeti artırdı ve büyük ölçekli firmalar bu rekabette ayakta kalabildiler.


Türkiye gibi küçük ölçekli çifçilerin yoğun olduğu ülkelerde ancak örgütlü ve organize bir şekilde çiftçiler bir araya gelirse bu rekabet ortamında ayakta kalabiliyorlar. Dolayısıyla Türkiye için kooperatifçilik günden güne önem kazanıyor ve daha da önem kazanmaya devam edecek” diyerek kooperatifleşmenin çiftçi için önemini vurguladı.

17 Haziran 2017 Cumartesi

Dünya Gıda Dergisi: Teknoloji ve bilgi sürdürülebilirliği sağlar

Özlem As'ın yazısı için:

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Gökhan Özertan, teknoloji kullanımında bilginin çok değerli olduğunu, bilgi işlendiğinde Türkiye’nin en önemli sorunlarından verimliliğe yönelik ciddi iyileştirmeler yapmanın mümkün olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Özertan ile teknoloji kullanımını konuştuk. Özertan’a göre sadece üreticilikle kalıp katma değer sağlayamıyoruz ve işin sadece üretim tarafı değil, ekolojik sürdürülebilirliği de önemli. 
Bilgi ve teknolojinin birlikte kullanımıyla girdi tasarrufu sağlayarak hem maliyetleri düşürebilir hem de çevreye kimyasal salınımı azaltabiliriz. Aynı zamanda doğal kaynakların ve özellikle suyun kullanımında etkinlik sağlanabilir.

26 Mayıs 2017 Cuma

Tarsus: Tarım Sohbetleri

İrfan Donat'ın Yazısı: 

Tarsus'taki programda Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan da dünyadaki gıda değer zincirine yönelik örnek modeller üzerine bilgi verdi. Türkiye'de tarım sektörünün ortak hareket etme kültüründen uzak olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özertan, bir çok temel sorunun nedenini buraya bağlıyor. Prof. Dr. Özertan, “Tarımda birlikte iş yapma kültürü eksik. Ortaya ortak bir hedef koyamıyoruz” tespitinde bulunuyor. Tarımsal inovasyon sistemlerindeki işleyiş hakkında bilgi veren Prof. Dr. Özertan, tarımda üretici, firma ve kurumlar arasındaki bağlantılara bütünsel açıdan bakmak ve ona göre hareket etme noktasında somut örnekler paylaşıyor.
Tarım sektörü açısından dünyadaki başarılı kümelenme modellerinde öne çıkan avantajlar üretimden, ulaşıma, depolamadan pazarlamaya kadar bir çok alanda kendini gösteriyor. Prof. Dr. Özertan, kümelenmede temel prensibi en basit anlatımıyla iktisatçı bakış açısıyla dile getiriyor: “Rekabet et ama işbirliği de yap.” Böylece tarımda salt üretim yanında ikincil, üçüncül üretime de fırsat yaratılıyor. Yani bir tarafta çilek üretirken öte yandan çilekten reçel, meyve suyu ya da başka ürün çeşitleriyle tarımsal üretime ek değerler yaratılıyor. Bunun yolunu da şöyle özetliyor Prof. Dr. Özertan, “Çiftçiyi üreticiden işletmeciye dönüştürmemiz lazım. Bu, Türkiye'de oldukça zor ama üzerinde çalışılmalı. Çiftçinin mevcut ortamda tek başına başarılı olması zor. Kırsalda yeni bir vizyona ihtiyaç var” diyor.

24 Nisan 2017 Pazartesi

Diyarbakır Tarım ve Hayvancılık Zirvesi

Gidatarim.com Haberi için:

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr. Gökhan Özertan, hassas tarımın çiftçiyi küçük ölçeğe getirerek verimini artırmayı hedeflediğini belirtti ve "Bitkisel üretim ve hayvancılık çok yoğun doğayı kullanıyor. Hassas tarım burada devreye giriyor. Hassas tarımın dünyada uygulamaları var. Teknoloji ise şimdilerde maliyetli.. Ama gelecekte ucuzlayacak. Çiftçi 50-55 yaş ortalamasında ve ilkokul mezunu. Mevcut profildeki çiftçiyi nasıl işletmeci yapacağız?" diye sordu.

13 Mart 2017 Pazartesi

Akıllı Tarıma İngiliz Modeli

Dünya Gazetesi, Yasemin Salih'in Haberi 

Türkiye biyoçeşitlilikteki avantajını verimli kullanamıyor... Bu tespit, Boğaziçi Üniversitesi İnovasyon ve Rekabet Odaklı Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Analiz Merkezi’nden Prof. Dr. Gökhan Özertan’a ait. Böylesine afili bir isme sahip merkezden olağanüstü çalışmalar çıkmasını bekliyor insan. Merkez’in şu sıralar gündeminde Türkiye’de tarımı teknoloji destekli ve daha inovatif hale getirmek. Hani şu tarım 4.0 diye tanımlanan atılımı yapmak.

Bunun için iki yıl önce araştırmalara tarım çalışmaları ekibinin ilk işi dünyadaki iyi uygulamalara bakmak olmuş. 12 yıl önce tarım rönesansını başlatan ve bugün dünyanın en verimli buğday üreticileri arasında olan İngiltere’nin merceklerine takıldığını söyleyen Prof. Özertan, gerekli mercilerle hemen iletişime geçerek ortak bir çalışma başlattıklarını ifade etti. Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren Prosperity Fund desteğiyle bir yıl önce Agritech Projesi için düğmeye bastıklarını anlatan Özertan, “Bir yıl süren çalışmalar kapsamında bir altyapı oluşturulması için hazırlıkları tamamladı. İlk aşama bitti ama asıl iş şimdi başlıyor. Yeni nesil akıllı tarımı yaygınlaştırmak için bir tüm oyuncuları kaplayan bir network kurduk. Hassas tarım uygulamalarının 2050’de 240 milyar dolarlık hacme ulaşması öngörülüyor. Türkiye bu tarımsal zenginlikle bunun dışında kalmamalı” dedi.

10 Mart 2017 Cuma

Akıllı Tarla

Hürriyet Gazetesi, Merve Erdil'in yazısı:

İngiltere menşeli Prosperity Fund, İngiltere Büyükelçiliği ve Boğaziçi Üniversitesi’nin koordinasyonunda “Agritech” isimli proje hayata geçirildi. Proje ile Türkiye tarımında teknoloji kullanımının geliştirilmesi hedefleniyor. Bunun için çiftçilerin, araştırmacıların, inovasyon profesyonellerinin ve girişimcilerin yer aldığı bir online ağ kuruluyor. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan, “Tarımda paydaşların birbiriyle konuştuğu, tüm sistemi birleştiren bir ortak platform başlattık. İnternete erişimi olan herhangi bir çiftçi anahtar kelimeleri girerek, o konuda araştırma yapan üniversiteler, danışmanlar, ürünleri satan firmaların listesi gibi bilgilere ulaşabilecek. Amacımız çiftçinin bilgi teknolojilerine yaklaşmasını sağlamak” diyor. Tarımda daha fazla bilginin bilinmesi, üretilmesi, işlenmesi ve paylaşılmasının üretici ve tüketici tarafında fiyat sorunlarına da belli oranda çözüm üretebileceğini vurguluyor.

8 Mart 2017 Çarşamba

Tarımda rekabet gücümüz nasıl artar?

İrfan Donat'ın yazısı

Boğaziçi Üniversitesi tarım sektörü açısından çok önemli bir projeye imza attı.

İnovasyon yönetimi ve inovasyon stratejisi, politikası ve modelleri üzerinde çalışmalar yürüten Üniversite, Birleşik Krallık menşeli ‘Prosperity Fund’ kapsamında bir yıl boyunca Agritech Projesi üzerinde çalıştı.

Bünyesinde ziraat fakültesi bulunmadığı halde elini taşın altına koyarak tarım sektörü adına katma değerli bir iş çıkarmaya çalışan Boğaziçi Üniversitesi‘nin çalışmasını, ortaya koyduğu vizyon açısından önemsiyoruz.

3 Şubat 2017 Cuma

Türkiye’nin verimli tarım için teknolojiye ihtiyacı var

Boğaziçi Üniversitesi Haberi

İngiltere Büyükelçiliği ve Boğaziçi Üniversitesi İnovasyon ve Rekabet Odaklı Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği Tarım Teknolojileri (AGRI-TECH) Bilgi Transferi semineri 18 Ocak’ta Boğaziçi Üniversitesi’nde yapıldı. Özel sektör, kamu ve üniversitelerden gelen uzman konuşmacılar Türkiye’de mevcut tarım teknolojileri durumunu özetleyerek Avrupa ile karşılaştırdılar. Seminerde Türkiye’de tarım teknolojilerinin genel durumu, gıda sektörünün güncel sorunları ve hassas tarım teknolojileri üzerine önemli saptamalar yapıldı.

Ali Ekber Yıldırım: Tarımın geleceği teknolojide

Ali Ekber Yıldırım'ın Yazısı:

İngiltere’nin Ankara’daki Büyükelçiliğin finansman desteği ile Boğaziçi Üniversitesi’nin sürdürdüğü “Agri-Tech Sektöründe İngiltere- Türkiye Ortaklığını Desteklemek İçin Kapasite Geliştirme ve Ağ Oluşturma Projesi” kapsamında iki ülke arasında teknoloji transferi ve işbirliği sağlanması hedefleniyor.
Bu amaçla Londra’da yapılan toplantılara Türkiye’den, Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gökhan Özertan, Prof. Dr. Arzu Tektaş, Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdürü Bülent Üner, Proje Koordinatörü Arzu Sarı,Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hijran Yavuzcan, Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mehmet İnan, Tarımda teknoloji kullanımını geliştirmek ve yaygınlaştırmak için faaliyet gösteren Doktar’ın CEO’su Tanzer Bilgen ve Doktar Kurumsal İletişim Sorumlusu Dr. Kerem Kabadayı katıldı.

Ali Ekber Yıldırım: Tarım teknolojilerinde İngiltere ile işbirliği arayışı

Ali Ekber Yıldırım'ın Yazısı:

İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği’nin finansman desteği ile Boğaziçi Üniversitesi’nin koordinasyonunda “TarımTeknolojileri Sektöründe İngiltere-Türkiye Ortaklığını Desteklemek İçin Kapasite Geliştirme ve Ağ Oluşturma Projesi” başlatıldı. Proje kapsamında 17-19 Kasım 2016 tarihlerinde bir grup bilim insanı ve tarım teknoloji uzmanı İngiltere’nin başkenti Londra’da incelemelerde bulundu. Düzenlenen toplantı ve etkinliklerde iki ülke arasında teknoloji transferi konusunda işbirliği olanakları değerlendirildi.
Boğaziçi Üniversitesi adına çalışmaları yürüten Prof. Dr. Gökhan Özertan ve Prof. Dr. Arzu Tektaş, yapılacak çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: “İngiltere, tarım teknolojileri konusunda ciddi çalışmalar yapan ve bunun başka ülkelerde de kullanılmasını hedefleyen ülkelerden birisi. Üniversite olarak bizim bu teknolojileri Türkiye’ye pazarlama gibi bir konumumuz olamaz. Ancak, iki ülke arasında tarım teknolojileri konusunda ortak bir platform oluşturabiliriz. İki ülke bilim insanlarını, araştırmacıları, teknoloji üreten ve kullananları bir araya getirecek bu platform, ülke tarımına önemli katkılar sağlayabilir. Bunun ilk adımı olarak Londra’ ya inceleme gezisi yapıldı. Projenin amacı, teknopark ve araştırma merkezlerini bu teknoloji üretimine katılmasını sağlamak ve iki ülke arasında işbirliği sağlamak. Bu bir başlangıç. Devamında İstanbul’da da bir toplantı yapılacak ve daha sonra sonuçları basın toplantısı ile kamuoyuna sunulacak. Burada sadece tarımsal üretim değil, tüketici açısından da tedarik zincirinde yaşanan sorunların çözümü, gıda güvenliğinin sağlanması konusunda çalışmalar yapılacak. Bu amaçla oluşturulacak platformun bir internet sayfası olacak ve bunun üzerinden işbirliği olanakları devam edecek. Bu web sayfasında 5 yıl çalışmalar paylaşılacak.” 

İrfan Donat: Tarım 4.0


Bu konuyu geçtiğimiz haftalarda Tarım Analiz programında Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Özertan ile biraz da Türkiye özelinde enine boyuna tartışmıştık.
Türkiye’de Ar-Ge'nin gayri safi yurtiçi hasılaya oranının yüzde 1’in altında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özertan, birçok ülkede söz konusu oranın Türkiye’nin 3-4 katı seviyesinde olduğunu belirtiyor. O yüzden sadece tarım açısından değil bir çok sektörde gelişimin sağlanması için Ar-Ge'nin ciddi şekilde desteklenmesi gerekiyor.
1980’lerin ortalarından itibaren 'akıllı tarım', 'hassas tarım' gibi yeni kavramların hayatımıza girmeye başladığını hatırlatan Prof. Dr. Özertan, kaynakların etkin şekilde kullanılması ve tarımın sürdürülebilir olmasında teknolojinin üstlendiği role dikkat çekiyor.
Tarım genel olarak belirsizliklerin olduğu bir sektör ve en büyük belirsizliklerden bir tanesi de iklim” diyen Prof. Dr. Özertan, “Tipik bir tarımsal üretim yapan çiftçi, yakın gelecekte kendisini ne tür doğa olaylarını beklediğini bilmek durumunda. Hassas tarımın özellikle üzerinde yoğunlaştığı alanlardan bir tanesi söz konusu iklim iletişimini çiftçi ile kurmak” diyor.
Hassas tarımı yoğun olarak uygulayan ülkeler arasında ABDAvrupa ülkeleri veAvustralya gibi nispeten daha zengin ülkeleri gösteren Prof. Dr. Özertan, “Büyük ölçekli arazilerde hassas tarım uygulamalarını gerçekleştirmek daha kolay. Türkiye bu konuda maalesef oldukça küçük ve parçalı arazi yapısına sahip” diyor.
Mevcut şartlarda pahalı olan hassas tarım uygulamalarının büyük ölçekli çiftçilerden küçük ölçekli aile çiftçilerine iletilebilmesinin yolununbirlik ya da kooperatiflerden geçtiğini dile getiren Prof. Dr. Özertan, küçük ölçekli çiftçilere bu konuda destek sağlanmasının önemine dikkat çekiyor.
Tarım çok boyutlu bir sektör.
İşin üretim safhasında akıllı tarımı uyguladık diyelim. Hassas tarım uygulamalarını hayata geçirerek daha düşük maliyetle daha kaliteli ve verimli ürün elde ettiğimizi varsayalım.
Peki iş bununla bitiyor mu?
Keşke bitse ama işin bir de pazarlama tarafı var.
Eğer binbir zahmetle elde edilen ürünler eder fiyata satılamıyorsa, ürününüz ne kadar kaliteli de olsa verilen bütün emek boşa gidiyor. Üretici tarafında bir hüsran yaşanıyor ve motivasyon bozuluyor.
Üretici için bir diğer en büyük belirsizlik, karşısına çıkacak fiyatın ne olduğunu bilmemektir” diyen Prof. Dr. Özertan, burada bilgi iletişim teknolojilerinin devreye girebileceğini kaydediyor.
Prof. Dr. Özertan, “Bu noktada bilginin toplanması ve paylaşılması önemli. Hassas tarımın önemli parçalarından bir tanesi büyük ölçekte verinin toplanması, bu verinin işlenmesi ve bunun kullanılabilir hale getirilmesidir. Üreticinin, perakendecinin ve tüketicinin karşı karşıya olduğu fiyatlar, oluşturulacak bir platform sayesinde bilinse, belki ortaya çıkacak yanlış fiyatlamalara daha rahat müdahale edilebilir” diyor.
Yıllardır kronik bir sorun haline gelen ve karşımıza enflasyon olarak çıkan bir gerçek var. Tarım sektöründe üretici düşük fiyattan ürün satmaktan, tüketici ise yüksek fiyattan almaktan şikayetçi.
İşte bu noktada Prof. Dr. Özertan, “Daha fazla bilginin bilinmesi, üretilmesi, işlenmesi ve paylaşılması bu problemlere kısmen de olsa çözüm üretebilir” diyor.
Gelişmiş ülkelerde 'hassas tarım' ve 'akıllı tarım' uygulamaları daha sık gündeme gelmeye başladı. Yatırımlar artıyor, üniversiteler daha fazla kafa yoruyor ve devlet bu alana daha fazla teşvik sağlıyor.
Çok geç kalmadan bizim de 'Tarım 4.0'ı konuşmamız ve üzerine daha fazla kafa yormamız gerekmiyor mu?